İnternette En Çok Kullanılan 600 Türkçe Kelime

İnternette En Çok Kullanılan 600 Türkçe Kelime

İnternette En Çok Kullanılan 600 Türkçe Kelime

Yazar / Dil Öğretimi / Öğrenimi / Perşembe, 14 Mart 2019 11:47

* Detaylı bir çalışma sonucu oluşturulan bu liste, 3 milyardan fazla kelimenin yer aldığı Turkish Web Corpus (sketchengine.eu) veri tabanı kullanılarak oluşturulmuştur.

* Veri tabanında yer alan metinler Aralık 2011 ile Ocak 2012 tarihleri arasını kapsamaktadır.

* Veri tabanındaki kelimeler öncelikle çekim eklerinden arındırılmış, daha sonra kök veya gövde şeklindeki kelimelerin sıklıkları (frekansları) hesaplanmıştır.

* Yapılan çalışma sonucu ortaya çıkan liste, İngilizce karşılıkları ile birlikte -hem kullanım sıklığı hem de alfabetik olarak- aşağıdaki gibidir.

  Hazırlayan: Kerim Sarıgül

 Bu sayfa Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.


 Türkçe İnternet Metinlerinde En Çok Kullanılan 600 Kelime - Kullanım Sıklığı Sıralaması (Türkçe - İngilizce) Versiyon: 2019-2

Sıra Türkçe İngilizce
1 ve and
2 bir a/one
3 olmak be
4 bu this
5 için for
6 da/de also
7 etmek (devam etmek, dikkat etmek, elde etmek, etki etmek, teşekkür etmek) do, practise, make
8 o she/he/it
9 ile with
10 çok very, much, many
11 daha more
12 gibi as, like
13 yapmak do, make, practise
14 en most
15 ben (ben, bende, bana, beni vb.) I
16 ne What
17 var there is/there are
18 sonra after
19 her every, each
20 kadar until, till, as
21 kendi self, own
22 ama but
23 yıl year
24 insan human
25 almak take, get, buy
26 ise if
27 ki that, as, which
28 içinde (merak içinde, uyum içinde, üç ay içinde) in, within
29 Türkiye Turkey
30 gelmek come, arrive
31 biz (biz, bizim, bizde, bize vb.) we
32 zaman time
33 business, job, work
34 iki two
35 değil not, no
36 büyük big, large
37 gün day
38 demek say
39 arasında (yılları arasında, öğrenciler arasında, gelişmiş ülkeler arasında, halk arasında) between, among
40 yeni new
41 ilk first
42 önce ago, before, first
43 vermek give
44 konu subject, topic, matter
45 son last
46 iyi good, well, fine
47 yok no, nothing, non-existence
48 göre according to
49 veya or
50 ancak but, however, yet
51 şey thing
52 taraf side
53 dünya world
54 başkan president, head
55 diye that, so, so as to, in case
56 tüm all
57 aynı same, equal
58 önemli important, significant
59 karşı against, counter
60 ilgili about, anent
61 siz (siz, sizde, sizi, sizin vb.) you
62 gerekmek need, be required, be necessary
63 orta middle, medium
64 yer almak be located in, fall into, 
65 sadece just, only
66 hem and, also, and also, likewise
67 şekilde (dolaylı şekilde, hiçbir şekilde, en iyi şekilde, başka bir şekilde) in the manner, by means, the way that
68 diğer other
69 devam etmek continue, proceed, hold
70 sahip have, owner, prosessor
71 durum status, case, situation, state, condition, conditions
72 Türk Turkish
73 geçmek pass, go, cross, pass by, pass on, change to
74 bile even, even if, as well
75 kişi person
76 hiç (hiç kolay değil, hiç düşünmedik, hiç kimse) not, no, never
77 nasıl how
78 genel general, public, common
79 tek single
80 fazla very, much, many, numerous
81 ön front
82 birlikte together
83 böyle such, like this, this kind of
84 başka other, another
85 bütün all, whole, entire, every, total
86 devlet state, governmental
87 bulmak find
88 çünkü because
89 yani therefore, so
90 sen you
91 güzel beautiful
92 yol way, road, path, route
93 eğitim education
94 an moment, minute, instant, second, point, split second
95 bin thousand
96 şu that
97 neden why, wherefore, what for, cause, reason
98 hâl status, case, situation
99 biri one, someone
100 bazı some
101 tarih history
102 ülke country
103 doğru true
104 yine again
105 artık no longer, no more, anymore
106 belediye municipality
107 çıkmak exit, quit, go out, arise, rise
108 özel special
109 üzerine (başvuru üzerine, itirazlar üzerine, otobüsün üzerine, bu konu üzerine) above, upon, on, about, 
110 bugün today, nowadays, at the present time
111 İstanbul Istanbul
112 farklı different, dissimilar, unlike
113 söylemek say, tell
114 bura (buraya, burada) here
115 ad name
116 Allah Allah, God
117 bilgi information, knowledge
118 üzerinde (insan sağlığı üzerinde, Türkiye üzerinde, 40'ın üzerinde, beklentilerin üzerinde) on, above, upon
119 çocuk child
120 ayrıca also
121 tam full, fully
122 uzun long, extended, lengthy, tall
123 üç three
124 üzere about to, on the brink of
125 ifade / ifade etmek phrase, statement, expression / express, utter, state
126 kabul / kabul etmek assent, acceptance, admission / accept, approve, admit, agree
127 özellikle especially, specially, particularly
128 yüksek high
129 bakmak look, look after
130 az low, few, little, small
131 şimdi now, presently, at the present time
132 sonuç result
133 belirtmek specify
134 çalışmak work, study
135 istemek want
136 dönem period
137 halk public, people, folk
138 yerine (yerine geçmek, yerine getirmek, park yerine, önlem almak yerine) instead, replace, place
139 yerine instead, instead of
140 ay month, moon
141 başlamak start, begin
142 yüzde percent, percentage
143 karar decision, judgment
144 hiçbir not any, any, no, neither
145 eğer if, if ever
146 fakat but
147 el (ikinci el, el ilanı, el yapımı vb.) hand
148 Avrupa Europe
149 söz (söz, söz konusu, söz etmek) promise, statement, talk, talk about, subject
150 parti party
151 hakında aboute
152 sayı number
153 merkez center
154 eski old
155 biraz some, a little
156 hemen immediately, at once, instantly
157 küçük small, little
158 kadın woman
159 kez time, times
160 yönetim administration, management, gubernation, governance
161 ardından after, subsequently,  then, behind
162 su water
163 uygun proper, appropriate, fit, favorable
164 sosyal social
165 zaten already
166 birçok many, several, a lot of
167 pek (pek çok, pek güzel değil, pek beğenmedim) very, many, much
168 herkes everyone
169 ABD (Amerika Birleşik Devletleri) USA (The United States of America)
170 üye member
171 rağmen despite, although
172 altında (adı altında, şartlar altında, tehdit altında) under, beneath, underneath, below
173 hatta even
174 aslında actually
175 sağlık health
176 kısa short, brief
177 örnek sample
178 öyle (öyle mi, öyle ki, öyle bir şey vb.) so, such
179 üniversite university
180 şöyle as, that kind of, this kind of, such
181 alan area
182 geri back, backward, rear
183 sorun problem
184 saat hour, clock, watch
185 bulunmak have, exist
186 süre time, duration
187 açmak open, turn on, switch on, unlock
188 yeniden again
189 milyon million
190 hizmet service
191 il province
192 hep always, all the time, forever
193 hak (hak talep etmek, hak ve hürriyet, hak kazanma, hak arama, hak sahibi, isim hakkı vb.) right
194 dikkat attention, care, caution
195 sistem system
196 belki maybe
197 grup group
198 gerek (gerek görmek, gerek duymak, gerek … gerekse …) need, either...or…
199 nedeniyle because of, owing to, by virtue of, in consequence of, wherefore
200 yakın near, close, intimate, imminent
201 takım team
202 Millî National
203 içeri in, inside, within
204 bağlı connected
205 gerçek real, truth
206 mümkün possible
207 yardımcı helper, auxiliary, assistant
208 tekrar again, repetition
209 Ankara Ankara
210 oyun game
211 para money
212 kurul committee
213 hafta week
214 hayat life
215 yan side
216 Dr. Dr.
217 toplum society
218 dışında (yurt dışında, amacı dışında, isteğiniz dışında, alışılmışın dışında, bunların dışında) off, except, out of
219 dolayı because, through
220 okul school
221 destek support
222 elde etmek get, obtain, attain, procure
223 çeşitli various, several
224 temel basic, foundation, base, underlying
225 proje project
226 genç young, teen, teenager
227 hangi which
228 zor difficult, hard
229 yönelik intended, intended for
230 çalışma work, study
231 Ali Ali
232 güç power, strength
233 belli (belli, belli ki) certain,  definite, specific, obviously
234 ekonomik economic
235 savaş war
236 ait belonging to, concerning, belonging to, concerning, appurtenant
237 yaklaşık about
238 gerçekten really
239 oldukça quite, pretty,  rather
240 herhangi (herhangi bir, herhangi biri) any, whichever
241 kötü bad
242 sürekli all the time, continuous, constant, consistently
243 siyasi political
244 sonunda finally, at last, in the end
245 Mehmet Mehmet
246 yalnız alone, however, but
247 birkaç a few
248 ayrı separate, apart, divided
249 haber news
250 bölge region, area
251 ana mother, basic, essential, major, main, primary
252 yanında beside, near, next to, at hand
253 göz eye
254 teknik technical
255 açı angle, bevel, corner
256 yazı article
257 hareket movement, motion
258 arada sometimes, between
259 gerekli necessary, essential, required
260 anlam meaning, sense
261 boyunca throughout, along, during, through
262 CHP - Cumhuriyet Halk Partisi CHP - Republican People's Party
263 adam man
264 TL TRY - Turkish lira 
265 adına in the name of, for
266 ihtiyaç need,  necessity, requirement
267 görmek see
268 evet yes
269 spor sport
270 program program, schedule, programme
271 kolay easy
272 sıra array, aligment, place, row, order
273 internet Internet
274 kültür culture
275 başarılı successful, achieved
276 uluslararası international
277 ortak partner
278 nedenle therefore,  for this reason
279 gitmek go
280 tür type, kind
281 Sayın Dear
282 üst top, upper, surface, superior
283 konuşmak talk, speak
284 cevap answer, response, reply
285 ciddi critical, serious
286 AKP - Adalet ve Kalkınma Partisi AKP - Justice and Development Party
287 Mustafa Mustafa
288 güvenlik security
289 görev duty, task, mission, assignment
290 yardım help
291 İslam Islam
292 mücadele struggle, fight
293 yanlış mistake, error, incorrect, wrong, false
294 … yüzden (bu yüzden, o yüzden) so, for this reason,  therefore, also
295 kalmak stay, stand, left
296 ilçe county, district
297 hâlâ still
298 şeklinde (... şeklinde konuştu, kare şeklinde) in the way, shaped like, in the form of
299 getirmek bring
300 kimse nobody, anybody
301 yoksa else, or else, if not
302 film film, movie
303 Kürt Kurdish
304 ilişkin related, concerning, regarding
305 gece night
306 başına (tek başına, kişi başına, takımın başına, bilgisayar başına)  
307 takip etmek follow, follow up, chase
308 böylece thus, so
309 ev home, house
310 Anadolu Anatolia
311 isim name
312 doğal natural
313 tamamen completely,  exactly
314 sırasında during, while
315 hava air, weather
316 birlik unity, union, unit, oneness
317 mevcut available, present, present
318 on ten
319 tercih, tercih etmek choice, preference, prefer
320 hızlı fast
321 beraber together
322 derece degree, rating
323 müdür manager, director
324 güçlü strong, powerful
325 hâlde though, in the act of
326 yıllık yearly
327 toplam total
328 sık frequent, often
329 teşekkür / teşekkür etmek thank
330 dört four
331 geniş large, broad, extensive, wide
332 Erdoğan Erdogan
333 bence in my opinion, as for me
334 kontrol control
335 eylül September
336 adet piece
337 Ahmet Ahmet
338 yandan (bir yandan, öte yandan, diğer yandan) on one hand, on the other hand, on the other side
339 dış external, outer, outside, foreign
340 meydan square
341 Başbakan Prime Minister
342 aile family
343 yabancı foreign, foreigner, stranger
344 kitap book
345 dolayısıyla accordingly, because of, owing to, by virtue of, in consequence of, wherefore
346 beri since, onward, the near side
347 bazen sometimes, while
348 enerji energy
349 İsrail Israel
350 kim who
351 ora (orası, orada, oraya) there, that place
352 basın Press
353 sene year
354 ak white
355 yaşam life
356 Amerika America
357 İzmir Izmir
358 Atatürk Ataturk
359 deniz sea
360 ziyaret / ziyaret etmek visit
361 ileri next, forward
362 resmi formal, official
363 henüz yet, freshly, just now
364 sayesinde thanks to, under favour of, by courtesy of 
365 erkek male, man
366 yaşamak live
367 kaç how many
368 itibaren from, beginning from
369 yoğun intensive, intense, busy, dense, concentrated, compact
370 tabii natural, native, inherent, innate
371 altına almak (gözaltına almak, kontrol altına almak, büyük bir yükün altına girmek, güvence altına almak, kayıt altına almak, ayaklar altına almak)  
372 ağır heavy, weighty, serios
373 bey mister, gent
374 oluşmak  comprise of, consist of, be formed
375 fark difference, variation
376 başında (ay başında, bilgisayar başında, listenin başında) on the, at the, at the beginning, at the top
377 milyar billion
378 seçim selection,  election
379 mutlu happy
380 zorunda have to, oblige
381 olay event, incident, case, occurrence, scene, happening
382 mutlaka definitely, absolutely, certainly, strictly
383 dün yesterday
384 müdürlük directorate
385 alt (alt kategori, alt sınıf, alt tabaka) sub-, lower, under
386 kurmak establish, constitute, install, set up, set
387 mayıs May
388 alınmak to be taken
389 izin permit, permission, allowance
390 başta first, initial, early, primary, original, preliminary
391 lazım necessary, essential, required
392 kız girl
393 kamu public
394 yemek eat, food
395 Osmanlı Ottoman
396 bakanlık ministry
397 Almanya Germany
398 kan blood
399 amaç purpose, goal,  objective
400 düzenlemek organize, regulate, hold, edit
401 İran Iran
402 defa times
403 Irak Iraq
404 ticaret trade
405 dâhil included, inclusive
406 cumhuriyet republic
407 milletvekili deputy, parliamentarian, Member of Parliament
408 asker soldier
409 tedavi treatment, cure
410 Prof. Professor
411 Rusya Russia
412 üretim production, manufacture
413 ya da or
414 ulusal national
415 polis police
416 müzik music
417 yapılmak be done, go (passive)
418 yaşanmak live
419 peki well, alright
420 günlük daily,  diary
421 değer value, worth
422 mart March
423 yeterli enough
424 kullanılmak be used,  get used, be in use (passive)
425 ilgi interest, attention
426 madde matter, material, article, item
427 beş five
428 ürün product
429 araştırma research
430 ses sound, voice, noise
431 sabah morning
432 din religion
433 sanat art
434 dolar dollar
435 çözüm solution
436 yerel local
437 batı West
438 uzak far, remote, away, distant
439 ekim October
440 iddia assertion,  claim, assertion
441 bilim science
442 normal normal
443 toplumsal social
444 benzer similar, like
445 öğrenci student
446 Kemal Kemal
447 sanki seems like, in a manner, so to say
448 Çin China
449 çevre environment
450 anne mother, mater, mom, mammy
451 ünlü famous, vowel
452 her türlü all kinds of, whatever
453 kapsam scope, extent
454 dair about
455 etkili effective
456 zarar damage
457 sırada at that time, meanwhile
458 oy vote
459 soru question
460 düşük low
461 dakika minute
462 ocak January
463 biçim format, shape, style
464 anayasa constitution
465 sivil civilian
466 dernek association, society, club, union
467 akşam evening
468 düşünmek think
469 sanayi industry
470 öncelikle firstly,  primarily
471 doğu East
472 tespit etmek fix, level out, adjust, set aright, improve
473 dil language
474 Müslüman Muslim
475 meclis council, parliament
476 can life, living, experience, lifetime, vita
477 elbette of course
478 önem importance, significance, stature
479 PKK PKK - Terrorist Organization
480 asla never
481 pazar Sunday, market, bazaar, market place, mart
482 futbol football, soccer
483 asıl main, master, parent, primary, key, principal
484 işçi worker
485 haziran June
486 dahi even, even if, already
487 değerli valuable, precious, valued, worthy, dear, estimable
488 meslek profession, job, career, vocation
489 nisan April
490 beyaz white
491 web website
492 yüz face, front, hundred, 100
493 sağlıklı healthy
494 adım step
495 hazır ready
496 kasım November
497 şehir city
498 olumlu positive, plus
499 tane piece
500 genellikle generally,  usually
501 rahat comfortable
502 imek (idi, imiş) There is a verb called "imek" in Turkish. This is almost always hidden. This is seen as "idi (i+di)", "imiş (i+miş)", "ise (i+se)")"
503 demokratik democratic
504 mesela for example
505 teslim delivery
506 ceza punishment
507 yavaş slow
508 uygulama implementation, execution, practice, application
509 iletişim communication, contact
510 baş top, leader, head, main, initial, chief,  main
511 açıklamak explain, make public
512 aralık December
513 dolu full
514 tarım agriculture
515 hepsi all
516 hayır no, charity
517 oysa whereas, in fact, though
518 acaba I wonder,  I wonder if,  I wonder whether
519 kesinlikle exactly, certainly, absolutely
520 yaz summer
521 Fenerbahçe Fenerbahce
522 dilemek wish
523 göstermek show
524 Türkçe Turkish
525 modern modern
526 kimi (kimi zaman, kimi yerde, kimi insanlar) some
527 sıcak hot
528 hukuk law
529 araç vehicle
530 kesin exact
531 değişik different
532 bölüm chapter,  section, department
533 temmuz July
534 satmak sell
535 yatırım investment
536 vergi tax
537 öğretim teaching, education,  instruction
538 yaş age, wet
539 ders lesson
540 güneş sun
541 talep request
542 Antalya Antalya
543 boş available, empty, null
544 yorum comment
545 serbest free, independent
546 satış sales
547 basit simple, easy,  ordinary
548 barış peace
549 altı six
550 İngiltere England, UK
551 aday candidate
552 olumsuz adverse, negative, immortal
553 şubat February
554 sol left
555 sanmak suppose, think
556 yazar author, writer
557 bilgisayar computer
558 yapı structure
559 Galatasaray Galatasaray
560 ek addition, additional,  supplement, appendix
561 Fransa France
562 erken early
563 maç match
564 kredi credit
565 arkadaş friend
566 hükümet government
567 sezon season
568 altın gold
569 merak wonder, worry
570 canlı live
571 sebep reason
572 aşırı extreme
573 turizm tourism
574 kara black, earth, land
575 güney South
576 not note, message
577 sınıf class
578 açıklama explanation
579 işaret mark, signal, sign
580 TV TV
581 imza signature,  sign
582 derin deep
583 ağustos August
584 elektrik electricity
585 sağ right, alive
586 temsil representation
587 zira for, before, then, because, 
588 kuzey North
589 Bursa Bursa
590 aydın Aydın (city), intellectual, enlightened, educated
591 etki effect
592 kaydetmek record, register
593 neredeyse almost, nearly
594 Beşiktaş Beşiktaş
595 ilginç interesting
596 dini religious
597 birden suddenly
598 İbrahim İbrahim
599 demokrasi democracy
600 oyuncu player, actor

 


Türkçe İnternet Metinlerinde En Çok Kullanılan 600 Kelime - Alfabetik Sıralama (Türkçe - İngilizce) Versiyon: 2019-2

Türkçe İngilizce
ABD (Amerika Birleşik Devletleri) USA (The United States of America)
acaba I wonder,  I wonder if,  I wonder whether
açı angle, bevel, corner
açıklama explanation
açıklamak explain, make public
açmak open, turn on, switch on, unlock
ad name
adam man
aday candidate
adet piece
adım step
adına in the name of, for
ağır heavy, weighty, serios
ağustos August
Ahmet Ahmet
aile family
ait belonging to, concerning, belonging to, concerning, appurtenant
ak white
AKP - Adalet ve Kalkınma Partisi AKP - Justice and Development Party
akşam evening
alan area
alınmak to be taken
Ali Ali
Allah Allah, God
almak take, get, buy
Almanya Germany
alt (alt kategori, alt sınıf, alt tabaka) sub-, lower, under
altı six
altın gold
altına almak (gözaltına almak, kontrol altına almak, büyük bir yükün altına girmek, güvence altına almak, kayıt altına almak, ayaklar altına almak)  
altında (adı altında, şartlar altında, tehdit altında) under, beneath, underneath, below
ama but
amaç purpose, goal,  objective
Amerika America
an moment, minute, instant, second, point, split second
ana mother, basic, essential, major, main, primary
Anadolu Anatolia
anayasa constitution
ancak but, however, yet
Ankara Ankara
anlam meaning, sense
anne mother, mater, mom, mammy
Antalya Antalya
araç vehicle
arada sometimes, between
aralık December
arasında (yılları arasında, öğrenciler arasında, gelişmiş ülkeler arasında, halk arasında) between, among
araştırma research
ardından after, subsequently,  then, behind
arkadaş friend
artık no longer, no more, anymore
asıl main, master, parent, primary, key, principal
asker soldier
asla never
aslında actually
aşırı extreme
Atatürk Ataturk
Avrupa Europe
ay month, moon
aydın Aydın (city), intellectual, enlightened, educated
aynı same, equal
ayrı separate, apart, divided
ayrıca also
az low, few, little, small
bağlı connected
bakanlık ministry
bakmak look, look after
barış peace
basın Press
basit simple, easy,  ordinary
baş top, leader, head, main, initial, chief,  main
başarılı successful, achieved
Başbakan Prime Minister
başına (tek başına, kişi başına, takımın başına, bilgisayar başına)  
başında (ay başında, bilgisayar başında, listenin başında) on the, at the, at the beginning, at the top
başka other, another
başkan president, head
başlamak start, begin
başta first, initial, early, primary, original, preliminary
batı West
bazen sometimes, while
bazı some
belediye municipality
belirtmek specify
belki maybe
belli (belli, belli ki) certain,  definite, specific, obviously
ben (ben, bende, bana, beni vb.) I
bence in my opinion, as for me
benzer similar, like
beraber together
beri since, onward, the near side
beş five
Beşiktaş Beşiktaş
bey mister, gent
beyaz white
biçim format, shape, style
bile even, even if, as well
bilgi information, knowledge
bilgisayar computer
bilim science
bin thousand
bir a/one
biraz some, a little
birçok many, several, a lot of
birden suddenly
biri one, someone
birkaç a few
birlik unity, union, unit, oneness
birlikte together
biz (biz, bizim, bizde, bize vb.) we
boş available, empty, null
boyunca throughout, along, during, through
bölge region, area
bölüm chapter,  section, department
böyle such, like this, this kind of
böylece thus, so
bu this
bugün today, nowadays, at the present time
bulmak find
bulunmak have, exist
bura (buraya, burada) here
Bursa Bursa
bütün all, whole, entire, every, total
büyük big, large
can life, living, experience, lifetime, vita
canlı live
cevap answer, response, reply
ceza punishment
CHP - Cumhuriyet Halk Partisi CHP - Republican People's Party
ciddi critical, serious
cumhuriyet republic
çalışma work, study
çalışmak work, study
çeşitli various, several
çevre environment
çıkmak exit, quit, go out, arise, rise
Çin China
çocuk child
çok very, much, many
çözüm solution
çünkü because
da/de also
daha more
dahi even, even if, already
dâhil included, inclusive
dair about
dakika minute
defa times
değer value, worth
değerli valuable, precious, valued, worthy, dear, estimable
değil not, no
değişik different
demek say
demokrasi democracy
demokratik democratic
deniz sea
derece degree, rating
derin deep
dernek association, society, club, union
ders lesson
destek support
devam etmek continue, proceed, hold
devlet state, governmental
dış external, outer, outside, foreign
dışında (yurt dışında, amacı dışında, isteğiniz dışında, alışılmışın dışında, bunların dışında) off, except, out of
diğer other
dikkat attention, care, caution
dil language
dilemek wish
din religion
dini religious
diye that, so, so as to, in case
doğal natural
DOĞRU true
doğu East
dolar dollar
dolayı because, through
dolayısıyla accordingly, because of, owing to, by virtue of, in consequence of, wherefore
dolu full
dönem period
dört four
Dr. Dr.
durum status, case, situation, state, condition, conditions
dün yesterday
dünya world
düşük low
düşünmek think
düzenlemek organize, regulate, hold, edit
eğer if, if ever
eğitim education
ek addition, additional,  supplement, appendix
ekim October
ekonomik economic
el (ikinci el, el ilanı, el yapımı vb.) hand
elbette of course
elde etmek get, obtain, attain, procure
elektrik electricity
en most
enerji energy
Erdoğan Erdogan
erkek male, man
erken early
eski old
etki effect
etkili effective
etmek (devam etmek, dikkat etmek, elde etmek, etki etmek, teşekkür etmek) do, practise, make
ev home, house
evet yes
eylül September
fakat but
fark difference, variation
farklı different, dissimilar, unlike
fazla very, much, many, numerous
Fenerbahçe Fenerbahce
film film, movie
Fransa France
futbol football, soccer
Galatasaray Galatasaray
gece night
geçmek pass, go, cross, pass by, pass on, change to
gelmek come, arrive
genç young, teen, teenager
genel general, public, common
genellikle generally,  usually
geniş large, broad, extensive, wide
gerçek real, truth
gerçekten really
gerek (gerek görmek, gerek duymak, gerek … gerekse …) need, either...or…
gerekli necessary, essential, required
gerekmek need, be required, be necessary
geri back, backward, rear
getirmek bring
gibi as, like
gitmek go
göre according to
görev duty, task, mission, assignment
görmek see
göstermek show
göz eye
grup group
güç power, strength
güçlü strong, powerful
gün day
güneş sun
güney South
günlük daily,  diary
güvenlik security
güzel beautiful
haber news
hafta week
hak (hak talep etmek, hak ve hürriyet, hak kazanma, hak arama, hak sahibi, isim hakkı vb.) right
hakında aboute
hâl status, case, situation
hâlâ still
hâlde though, in the act of
halk public, people, folk
hangi which
hareket movement, motion
hatta even
hava air, weather
hayat life
hayır no, charity
hazır ready
haziran June
hem and, also, and also, likewise
hemen immediately, at once, instantly
henüz yet, freshly, just now
hep always, all the time, forever
hepsi all
her every, each
her türlü all kinds of, whatever
herhangi (herhangi bir, herhangi biri) any, whichever
herkes everyone
hızlı fast
hiç (hiç kolay değil, hiç düşünmedik, hiç kimse) not, no, never
hiçbir not any, any, no, neither
hizmet service
hukuk law
hükümet government
Irak Iraq
İbrahim İbrahim
içeri in, inside, within
için for
içinde (merak içinde, uyum içinde, üç ay içinde) in, within
iddia assertion,  claim, assertion
ifade / ifade etmek phrase, statement, expression / express, utter, state
ihtiyaç need,  necessity, requirement
iki two
il province
ilçe county, district
ile with
ileri next, forward
iletişim communication, contact
ilgi interest, attention
ilgili about, anent
ilginç interesting
ilişkin related, concerning, regarding
ilk first
imek (idi, imiş) There is a verb called "imek" in Turkish. This is almost always hidden. This is seen as "idi (i+di)", "imiş (i+miş)", "ise (i+se)")"
imza signature,  sign
İngiltere England, UK
insan human
internet Internet
İran Iran
ise if
isim name
İslam Islam
İsrail Israel
İstanbul Istanbul
istemek want
business, job, work
işaret mark, signal, sign
işçi worker
itibaren from, beginning from
iyi good, well, fine
izin permit, permission, allowance
İzmir Izmir
kabul / kabul etmek assent, acceptance, admission / accept, approve, admit, agree
kaç how many
kadar until, till, as
kadın woman
kalmak stay, stand, left
kamu public
kan blood
kapsam scope, extent
kara black, earth, land
karar decision, judgment
karşı against, counter
kasım November
kaydetmek record, register
Kemal Kemal
kendi self, own
kesin exact
kesinlikle exactly, certainly, absolutely
kez time, times
kısa short, brief
kız girl
ki that, as, which
kim who
kimi (kimi zaman, kimi yerde, kimi insanlar) some
kimse nobody, anybody
kişi person
kitap book
kolay easy
kontrol control
konu subject, topic, matter
konuşmak talk, speak
kötü bad
kredi credit
kullanılmak be used,  get used, be in use (passive)
kurmak establish, constitute, install, set up, set
kurul committee
kuzey North
küçük small, little
kültür culture
Kürt Kurdish
lazım necessary, essential, required
maç match
madde matter, material, article, item
mart March
mayıs May
meclis council, parliament
Mehmet Mehmet
merak wonder, worry
merkez center
mesela for example
meslek profession, job, career, vocation
mevcut available, present, present
meydan square
milletvekili deputy, parliamentarian, Member of Parliament
Millî National
milyar billion
milyon million
modern modern
Mustafa Mustafa
mutlaka definitely, absolutely, certainly, strictly
mutlu happy
mücadele struggle, fight
müdür manager, director
müdürlük directorate
mümkün possible
Müslüman Muslim
müzik music
nasıl how
ne What
neden why, wherefore, what for, cause, reason
nedeniyle because of, owing to, by virtue of, in consequence of, wherefore
nedenle therefore,  for this reason
neredeyse almost, nearly
nisan April
normal normal
not note, message
o she/he/it
ocak January
okul school
olay event, incident, case, occurrence, scene, happening
oldukça quite, pretty,  rather
olmak be
olumlu positive, plus
olumsuz adverse, negative, immortal
oluşmak  comprise of, consist of, be formed
on ten
ora (orası, orada, oraya) there, that place
orta middle, medium
ortak partner
Osmanlı Ottoman
oy vote
oysa whereas, in fact, though
oyun game
oyuncu player, actor
öğrenci student
öğretim teaching, education,  instruction
ön front
önce ago, before, first
öncelikle firstly,  primarily
önem importance, significance, stature
önemli important, significant
örnek sample
öyle (öyle mi, öyle ki, öyle bir şey vb.) so, such
özel special
özellikle especially, specially, particularly
para money
parti party
pazar Sunday, market, bazaar, market place, mart
pek (pek çok, pek güzel değil, pek beğenmedim) very, many, much
peki well, alright
PKK PKK - Terrorist Organization
polis police
Prof. Professor
program program, schedule, programme
proje project
rağmen despite, although
rahat comfortable
resmi formal, official
Rusya Russia
saat hour, clock, watch
sabah morning
sadece just, only
sağ right, alive
sağlık health
sağlıklı healthy
sahip have, owner, prosessor
sanat art
sanayi industry
sanki seems like, in a manner, so to say
sanmak suppose, think
satış sales
satmak sell
savaş war
sayesinde thanks to, under favour of, by courtesy of 
sayı number
Sayın Dear
sebep reason
seçim selection,  election
sen you
sene year
serbest free, independent
ses sound, voice, noise
sezon season
sıcak hot
sık frequent, often
sınıf class
sıra array, aligment, place, row, order
sırada at that time, meanwhile
sırasında during, while
sistem system
sivil civilian
siyasi political
siz (siz, sizde, sizi, sizin vb.) you
sol left
son last
sonra after
sonuç result
sonunda finally, at last, in the end
soru question
sorun problem
sosyal social
söylemek say, tell
söz (söz, söz konusu, söz etmek) promise, statement, talk, talk about, subject
spor sport
su water
süre time, duration
sürekli all the time, continuous, constant, consistently
şehir city
şekilde (dolaylı şekilde, hiçbir şekilde, en iyi şekilde, başka bir şekilde) in the manner, by means, the way that
şeklinde (... şeklinde konuştu, kare şeklinde) in the way, shaped like, in the form of
şey thing
şimdi now, presently, at the present time
şöyle as, that kind of, this kind of, such
şu that
şubat February
tabii natural, native, inherent, innate
takım team
takip etmek follow, follow up, chase
talep request
tam full, fully
tamamen completely,  exactly
tane piece
taraf side
tarım agriculture
tarih history
tedavi treatment, cure
tek single
teknik technical
tekrar again, repetition
temel basic, foundation, base, underlying
temmuz July
temsil representation
tercih, tercih etmek choice, preference, prefer
teslim delivery
tespit etmek fix, level out, adjust, set aright, improve
teşekkür / teşekkür etmek thank
ticaret trade
TL TRY - Turkish lira 
toplam total
toplum society
toplumsal social
turizm tourism
tüm all
tür type, kind
Türk Turkish
Türkçe Turkish
Türkiye Turkey
TV TV
ulusal national
uluslararası international
uygulama implementation, execution, practice, application
uygun proper, appropriate, fit, favorable
uzak far, remote, away, distant
uzun long, extended, lengthy, tall
üç three
ülke country
üniversite university
ünlü famous, vowel
üretim production, manufacture
ürün product
üst top, upper, surface, superior
üye member
üzere about to, on the brink of
üzerinde (insan sağlığı üzerinde, Türkiye üzerinde, 40'ın üzerinde, beklentilerin üzerinde) on, above, upon
üzerine (başvuru üzerine, itirazlar üzerine, otobüsün üzerine, bu konu üzerine) above, upon, on, about, 
var there is/there are
ve and
vergi tax
vermek give
veya or
web website
ya da or
yabancı foreign, foreigner, stranger
yakın near, close, intimate, imminent
yaklaşık about
yalnız alone, however, but
yan side
yandan (bir yandan, öte yandan, diğer yandan) on one hand, on the other hand, on the other side
yanında beside, near, next to, at hand
yani therefore, so
YANLIŞ mistake, error, incorrect, wrong, false
yapı structure
yapılmak be done, go (passive)
yapmak do, make, practise
yardım help
yardımcı helper, auxiliary, assistant
yaş age, wet
yaşam life
yaşamak live
yaşanmak live
yatırım investment
yavaş slow
yaz summer
yazar author, writer
yazı article
yemek eat, food
yeni new
yeniden again
yer almak be located in, fall into, 
yerel local
yerine instead, instead of
yerine (yerine geçmek, yerine getirmek, park yerine, önlem almak yerine) instead, replace, place
yeterli enough
yıl year
yıllık yearly
yine again
yoğun intensive, intense, busy, dense, concentrated, compact
yok no, nothing, non-existence
yoksa else, or else, if not
yol way, road, path, route
yorum comment
yönelik intended, intended for
yönetim administration, management, gubernation, governance
yüksek high
yüz face, front, hundred, 100
yüzde percent, percentage
yüzden (bu yüzden, o yüzden) so, for this reason,  therefore, also
zaman time
zarar damage
zaten already
zira for, before, then, because, 
ziyaret / ziyaret etmek visit
zor difficult, hard
zorunda have to, oblige

 

Bu listenin pdf versiyonuna bu bağlantı aracılığı ile ulaşabilirsiniz...

 

Faydalı olması dileğiyle... Kerim SARIGÜL

 

 

Yazar

Kerim Sarıgül

Kerim Sarıgül

Merak ediyorum, araştırıyorum, öğreniyorum, paylaşıyorum...

 

Yorum Ekle

Sosyal Medya Hesaplarım

 

  • Çok Okunanlar
  • Yorumlar

Please publish modules in offcanvas position.